22 Kasım 2010 Pazartesi

DESTINO




Kader diye bir şey var mıdır? Evet tabi vardır, ama bu körü körüne bir yolda ilerlemek zorunda olduğunuzu göstermez. Tanrı herkese seçme hakkı tanımıştır. Benim kaderim bu, Allah böyle istedi, yapacak bir şeyim yok dememek lazım. Tek değişmeyen başlangıç noktasıdır. Annemiz ve Babamız, doğduğumuz sosyal çevremiz, zengin veya fakir aileden olmamız…  bunları seçme şansımız yok, ama onun dışında her şey bizim kendi elimizde. Insanın her zaman en az iki seçeneği vardır, bir iyi yol, bir de kötü yol… Ama seçim hep bizimdir. Bazen insanlar kendi şansını kendi yaratmalıdır. Işinizde memnun değilseniz yenisini arama şansına sahipsiniz. Eğer eşinizden şiddet görüyorsanız ayrılıp yeni bir hayat kurma özgürlüğüne sahipsiniz. Eğer aldatılıyorsanız ayrılıp kurtulmak sizin elinizde. Eğer fazla kiloluysanız spor ve diyet yaparak zayıflayabilirsiniz. Ama bir çoğumuz bu durumdan kurtulmak için hiçbir şey yapmıyoruz. Neden? Korkularımız, kaygılarımız, var. Belki bundan daha da kötü olurum diyenlerimiz var. Böyle gelmiş böyle gider diyenler var… Ama denemeye değer. Kimse kaderine; daha doğrusu kendine yenilmesin artık…

3 Kasım 2010 Çarşamba

Istanbul, sen olmazsan olmaz…


Istanbul, sen olmazsan olmaz…
Bana göre dünyanın en güzel şehri… Iç içe yaşayan insanlar olmasına rağmen yine de bir o kadar da anonim. Toprağı altın olan. Insanların memleketlerinden vazgeçmesine sebep olan. O kadar trafiğe ve kalabalığa rağmen yine de yaşamaya değer olan. Gece asla uyumayan. Ekonominin kalbini attıran. Binlerce insanı bir araya getiren. Her mevsimin hakkını veren. Kar yağdığında trafiği felç eden.
Seviyorum seni Istanbul… Bir gün yine kavuşma ümidi ile, şimdilik hoşça kal .